30 Kasım 2017 Perşembe

Neden Bir Demokrat Değilim?


Denilebilir ki, dünya tarihindeki muhtemelen en başarılı sahte din, demokrasidir. Bugün siyaseti ve uluslararası ilişkileri belirleyen en önemli lafız, siyasîlerin ağzına pelesenk olan, en büyük diktatörlerin dahi ağzından düşürmediği ''demokrasi'' lafzıdır. Darbeyle iş başına gelenler, kendi güçlerini arttırmak için halklarının yarısını katledenler, kendi kararını tanımayan meclisi polis zoruyla dağıtanlar, tüm makamlarını üzerlerindeki askerî üniformalara borçlu olanlar dahi, kendilerinin büyük birer demokrat, ülkelerinin de demokrasi olduğu iddiasındadırlar. 

Lakin bilindiği üzere, demokrasi diye diye kafayı yiyenler de dahil olmak üzere, en büyük demokrasi havarileri dahi, demokratik süreçler neticesinde kendi isteklerinin aksi bir karar çıktığı zamanlarda, tüm demokrat kimliklerini bir kenara fırlatıp her şeyden şikâyete başlarlar: halk kandırılmıştır veya kendi kendisini yönetme becerisinden mahrumdur, aptaldır; demokrasi aslında sandık demek değildir, icâbında demokrasi uğruna sandık dahi tanınmamalıdır; zaten demokrasi mühim olmayan konularda önemlidir, ehemmiyeti hâiz meseleler de o meseleye hâkim kişilerin görüşleri alınmalıdır vesaire... Bu tür itirazlara biz de ülkemizde pekala aşinayızdır. Zira insanoğlu, bugün demokrasiyi sorguluyor ve ona dair olan saçma sapan inancını yitiriyor. Zira artık üç beş politikacıdan birini seçmenin ''kendi kendini yönetmek'' olmadığını ilkokul çocukları dahi öğrenmiş vaziyette...